Ben çok sıkıldım !
Son 20 yılda “önce, birini, bir şeyi düşman ilan et ve kendi hayat duruşumu bu düşmanlık, karşıtlık üzerinden tanımla ve hayatını sürdür” şeklinde tanımlayabileceğimiz bu hastalıklı ruh hali, egemen davranış biçimi haline geldi. Uzlaşı kültürü, birbirini ve/ya karşıtını anlama çabası, yerini bu hastalıklı ruh halline bıraktı.
Bu hastalıklı ruh haline şarap sektöründe de oldukça sık rastlanıyor. Şarap sektör verilerine hakim olmadan, sadece raf satış fiyatı gibi sığ bir veri ( bu ekonomik koşullarda bir o kadar da yakıcı bir veri tabii ki ) üzerinden üreticiyi düşmanlaştırarak onlara ayar vermeye çalışan yetişkin ergenleri artık hiçbir platformda takip etmiyorum. Okumuyorum, izlemiyorum. Çünkü önce kibirliler, sonra çok sıkıcılar. Bu kibirli tayfanın büyük bir bölümü de şarap sektör içinden üstelik ya da şarap sektör var olduğu için varlar. Şarap sektör var olduğu için birileri tarafından biliniyor ve tanınıyorlar. Yani şarap sektörü ile simbiyotik bir ilişkileri var. Birlikte bir hayat sürüyorlar. Şarap sektörü zarar görürse kendileri bir fayda sağlamaz. Dünyada, içinde bulunduğu sektörü yıpratan sommelier, etki sahibi ( influencer ) şarap uzmanı örneği yoktur. Bir çok ülkede bu kişiler, gruplar, sektörü yapıcı bir şekilde eleştirirler, sektörü yapıcı bir şekilde destek olurlar ve vizyoner katkı sunarlar. Sürekli üst perdeden ayar vermezler. Posta koymazlar. Parmak sallamazlar. Türkiye’ye de oldukça sık gelen Jancis Robinson , Oz Clarke vb gibi master of wine düzeyindeki insanların her hangi bir şarap üreticisine, her hangi bir bölge, ülke şaraplarına atar, gider yaptığını gördünüz mü? Duydunuz mu? Duyamazsınız, yapmazlar çünkü. Allahtan üretici değilim de rahat rahat yazabiliyorum.
Bu arada bende aynı hataya düşmeyeyim. Bu kibirli ve sıkıcı sektör bileşenlerini, düşmanlaştırmadan şarap sektörünün bazı gerçeklerini dilim döndüğünce yazmaya çalışayım.
Yerli şaraplarımız aslında ucuz. Nasıl mı? Şöyle ki;
Dünyanın her ülkesinde olduğu gibi şarap sektöründe şaraplar 5 kategoride üretiliyor.
Ülkemizde de bu 5 kategorilerde şarap üretiliyor doğal olarak.
1 Kategori - Ucuz Şaraplar
2 Kategori – Temel Şaraplar
3 Kategori - Popüler Şaraplar
4 Kategori – Üst Şaraplar
5 Kategori – Premium Şaraplar ( Upper Premium şaraplarda bu kategoride yer alıyor)
Kitlesel üretim yapan büyük şarap üreticilerinin bu kategorilerin hepsinde ayrı ayrı markaları var ve bu kategorilerin her türünde şarap üretiyorlar. Hepsine derin saygı duymakla birlikte bu yazının çok fazla konusu olmayacaklar. Başka bir yazıda onlara da değiniriz. Bu yazıda daha çok butik şarap üreticilerini konu edeceğiz.
Bu bilgi ışığında, kimi istisnalar hariç butik şarap üreticileri genel olarak üst ve premium kategoride şarap üretiyorlar. Sadece Premium kategoride üretim yapan butik şarap üreticileri de var bildiğiniz gibi.
Butik bir üretici ucuz, temel ve popüler kategoride şarap üretmiyor. Bu alanda rekabet etmiyor. Üretim kapasiteleri, ölçekleri gereğince üst ve premium kategoride rekabet ediyorlar ve bu kategoride şarap üretiyorlar.
“Türkiye’de şarap pahalı” söylemi bu bağlamda incelendiğinde pek gerçekleri yansıtmıyor. Doğru soru “Hangi kategorideki şaraplar pahalı” sorusudur. Bu soru, sorunu anlamamızda daha doğru bir yol olur diye düşünüyorum.
Orta segment bir araba fiyatına üst segment bir araba alamayacağımız gibi, ucuz ve temel kategorisindeki bir şarap fiyatına, üst ve premium kategoride bir şarap alamazsınız.
Şu an ( 20.08.2024 tarihi itibariyle ) raf satış fiyatı 110 TL - 150 TL arasında olan bir dizi şarap rafta yerini almış ve satılmaktadır. Şu anda şimdi. 150 TL -175 TL arasında çok daha fazla şarap var. 3 - 4 Euro civarında, ucuz kategorisinde üretilmiş şaraplar aynı Fransa’da, İtalya’da, İspanya’da ve dünyanın bir çok ülkesinde olduğu gibi ülkemizde de bol miktarda var ve raflarda satılıyor.
Sorun, ucuz şarap fiyatına ve/ya popüler şarap fiyatına, premium şarap içmek isteyen birilerinden kaynaklanıyor. Bu dünyanın hiçbir ülkesinde olmuyor, olamıyor. Keşke olsa tabii ki. Gönül neler istiyor, neler…
Konunun başlığı olan,”Yerli Şaraplarımız Aslında Ucuz.” konusuna dönersek şöyle özetleyebilirim.
Kendi kontrollü bağlarından hasat edilmiş üzümden salkım eksiltme yöntemi ile yapılmış, kendi bağında şişelenmiş, 6 ay veya 12 ay meşe fıçıda olgunlaştırılmış, (hatta 18 ay-24 ay ) şişe ve mahzen dinlendirmesi yapılmış, blanc de noir, wild fermented, natürel şarap, orange wine, köpüklü şarap, botrytis, claret rose, old wine vb, denemelerinin yanı sıra sur lie, meşe fıçı fermantasyonu, karbonik maserasyon vb gibi bir dizi teknik şarap üretim metotları kullanılarak sınırlı sayıda üretilen sıra dışı şarapları bizlere sunmaya çalışarak sektörü derinleştiren üreticilerin, 2,5 yıl emek verilerek şişelenmiş birçok şarabı raflarda 600 TL ve 750 TL aralığında satılıyor. 15-17 Euro civarında. Avrupa’da yukarıda saydığım niteliklerde bir şarabı bu fiyat içmeniz teknik olarak mümkün değil. Belirttiğim nitelikteki şaraplar Avrupa’da minimum 18 - 20 Euro’dan başlıyor. Bu pencereden bakılınca, ülkemizde üst ve premium kategoride üretilen yerli şaraplar, Avrupa’daki üst ve premium kategoride ki bir şaraba göre daha ucuz.
Sizi hiç bir ürüne 2,5- 3 yıl sürekli masraf yapıp, emek harcayıp sonra satıp ayakta kalmaya çalıştınız mı? Bunu yılmadan her yıl yapmaya devam ettiniz mi? Bir doktor ameliyatını yapıp ücretini 3 yıl sonra almış mıdır? Bir şef yemeğini restoranında servis edip 2 yıl sonra yemek bedelini tahsil etmiş olabilir mi? Bir ürünü sürekli harcama yaparak 2,5 - 3 yıl sonra satmak gerçekten çok zordur. Hiç bir gerilime benzemez bu gerilim. Çok berrak bir üretici zihni ve çok ciddi bir kararlılığın yanı sıra güçlü bir finansal yapı gerektirir.
Raflarda 600 TL - 750 TL aralığında şahane şaraplarımız var. 1.000 TL- 1.500 TL aralığında, hatta 2.000 TL ve üzeri şaraplarımız da var. Fiyat kalite dengesinden mutlu değilsem o şarabı alıp tüketmiyorum. Sonuç olarak, bütçemi aşan her şaraba parmak sallamıyorum, o şarabı değersizleştirmeye çalışmıyorum. Her şarabın yaşamda bir karşılığı var, bir satanı, bir alanı, bir tüketeni var. Her üründe olduğu gibi.
Denildiği gibi şarap viski fiyatlarına ulaştı mı gerçekten ? Hangi şarap, hangi viski fiyatına ulaştı?
900 – 1.150 TL’ye raflarda blend viskiler var, 1.500 TL’ye de. Hatta 2.500 - 4.000 TL’ye single malt viskiler var raflarda. Hatta ve hatta 8.000 TL -17.000 TL aralığında da viskiler var. Daha da pahalıları da var. Bu viskilerin hangisi pahalı şimdi? “Bu ne yahu buzdolabı fiyatına viski olur mu” diyerek viski üreticilerine parmak sallayanı görmedim bu arada. 2.500 TL olan bir viskiyi 900 TL ye neden içemediğine dertlenen ve atar, gider yapan bir viski tüketicisi de görmedim.
Bu yazının en tehlikeli yanı ülkemiz insanı büyük bir geçinme - barınma sıkıntısı içinde kıvranırken, gün geçtikçe fakirleşirken, yoksullaşma artık bir zulme dönüşmüşken daha çok keyif unsuru olan bir üründe fiyat tartışması yapmak gerçekten çok zor. Creme de la creme bir kitlenin dertlenmesi olarak algılanmayalım. Şarap sektörü kadim bir sektör, bağcının, yevmiyecinin, üreticinin, dağıtıcının, satıcısının, otelin, restoranın, cafenin vb bir çok bileşenin ve bunların ailelerinin geçim kaynağı. Milyonlarca insan şarap sektörden geçimini sağlıyor, evine ekmek götürüyor. Şarap sektörünün de yaşaması ve devam etmesi gerekiyor. Şarapta herhangi bir ürün gibi bir ürün. televizyon, salça, saksı, leblebi, zeytinyağı, ayran vb gibi bu kadim topraklarda üretilecek ve satılacak. Şarap sektörü biraz daha romantik, derin bilgi ve emek gerektiriyor. Sonuç olarak gözlükçü gözlük satacak, muhasebeci defter tutacak, peynirci peynir üretecek, bağcı üzüm tarımı yapacak, şarap üreticisi şarap üretecek ve satacak. Bütçesi elverdiği ölçekte, isteyen istediğini, satın alacak, isteyen istediğini içecek.
2024 yılı ilk 6 aylık şarap tüketim verilerine göre şarap pazarı % 2 büyümüş bu arada.
Son olarak, bu yazının yayınlandığı tarihler 2024 hasadının başladığı tarihlere denk geldi. Tüm şarap üreticileri başta olmak kaydıyla tüm şarap bileşenlerine bol ve bereketli hasatlar diliyorum.
Not: Bu yazı instagram için yazıldı ama metin boyutu fazla olduğundan instagram'da yayınlanamadı. Bu nedenle burada yayınlanmak durumunda kalındı.
Kommentare